Reviews

Pir-i Lezzet! by Saygın Ersin

bfmermer's review

5.0

Saygın Ersin okumayı o kadar özlemişim ki anlatamam. Diliyle, hikayesiyle, karakterleriyle, bir yandan tarihi gerçeklere bağlı kalıp bir yandan lezzeti artıran bir baharat gibi kullanılan fantastik ögeleriyle çok ama çok güzel bir roman Pir-i Lezzet. Başından sonuna bir cümle dahi olsa sıkılmadan, hayretle, ağzımın suları akarak okudum. Böyle bir kitabın, böyle bir yazarın bu kadar az biliniyor olmasına anlam veremiyorum.

zezz's review against another edition

adventurous emotional medium-paced

• Plot- or character-driven? Plot
• Strong character development? It's complicated
• Loveable characters? Yes
• Flaws of characters a main focus? Yes

4.25

travelling_bookworm's review

emotional mysterious relaxing slow-paced

5.0

 

“Unutma: Lezzet ağızda başlar, ama zihinde biter. Senin kabiliyetin lezzetlerin uyandırdığı tüm gizli hislere hükmedecek kadar kuvvetli.”
----------------------------------

Buram buram tarih kokan, gerek üslubuyla gerek konusuyla insanı alıp götüren bir yolculuk sunuyor Pir-i Lezzet. Okurken sanki oradaymışçasına, sanki birebir deneyimliyor gibi insanın burnuna kadar gelen kokular, tatlar cümbüşüyle yemek aşkıyla yazılmış bir destan tadında akıyor kitap.

Tadı gerçekten damakta kalan bir hikaye. Mutlaka okunmalı.

 

flybyreader's review

emotional inspiring reflective fast-paced

5.0

 “Hiç düşündün mü bir insan bir yemekten neden nefret eder ya da onu çok sever? 

Çünkü o yemekle ilgili mutlaka bir hatırası vardır. 

Unutma, lezzet ağızda başlar, ama zihinde biter. Senin kabiliyetin lezzetlerin uyandırdığı tüm gizli hislere hükmedecek kadar kuvvetli. İşte evlat, sen asıl bunu öğreneceksin. Yoksa senin işin eti kararında, çorbayı kıvamında pişirmek değil. Sen, hislere hükmetmeyi öğreneceksin.” 

 

Ve öğrendi aşçıbaşı, nam-ı diğer Pir-i Lezzet. Yemeklerin, baharatların kudretini, bir yemekle insanların fikir ve hislerinin nasıl değiştirilebildiğini, zihnini nasıl kontrol edebileceğini öğrendi. Çok şeye kadirmiş meğer bir yemek. 

 

Türk edebiyatının en nadide çiçeklerinden birini keşfettiğim için o kadar mutluyum ki. Bu kitabın içimde yarattığı hisleri tarif edebilmek benim için çok zor. Kendi ülkesinde bu kadar az duyulup, şöhreti sınırları aşıp 14 dile sıçrayan az eser vardır herhalde. Bütün duyulara hitap eden, muazzam lezzetli ve büyüleyici bir hikaye, dilin bütün kıvraklığını ustaca kullanan yazarın elinde tam bir şölene dönüşmüş. Bu kitabı okumadığım bunca zamanı boşa geçmiş sayıyorum. Türk romancılığına dair umutlarımı yeşerten, ilk sayfadan son sayfaya dek soluksuz okuduğum muhteşem bir başyapıt. Kesinlikle okunmalı!