Scan barcode
kiminohon's review against another edition
2.0
Bits of philosophical insight surrounded by a lot of "No one understand me! I am the most maligned man who has ever existed." He just sounds like a grumpy old man. I enjoyed the fifth walk though.
lujain2's review
كتاب عميق يستحق القراءة قرأته قبل فترة طويلة ولم أكمله بسبب أنني شعرت ببعض الملل ولكن سأكمل قراءته فيما بعد
jimmylorunning's review
2.0
Well, this sounded really good from the description: slightly crazy Rousseau at the end of his life, walking, thinking, bitterness, misanthropy, etc.
However, in practice, it was like listening to that drunk guy at the bar telling you how everybody is against him, and how he really deserves better, and how he's really a great guy and that he's not really mad at these people (he calls them his 'persecuters')... no, in fact he's found peace. But he emphasizes those last points a little too pointedly, so that you start to think he doesn't really believe it. Like he's just saying it to convince himself that it's true. Because, really, he's not over the fact that certain people don't like him. And you end up not caring if he's really a good guy or not, you just want him to stop talking so you can enjoy your beer.
While there are some good ideas and thoughts in here, none of them really blew me away, they all seemed like stuff I would write down in my own diary, only to look back on them and feel a slight twinge of shame. And there's not the meandering quality I would associate normally with a walking narrative. These are ten well-formed essays, with forceful agendas. He didn't stop to tell you about his walk, or about something he observed at the corner of Rue Such-and-such and Avenue de So-and-So. No, none of that, it's all Rousseau all the time. He is so much in his own mind that I felt like I was reading a case-study in how not to drive yourself crazy. I see these tendencies in myself sometimes and I hope I don't ever become like him.
PS - the Introduction, written by the translator Peter France, is pretty good though, and gives a good context of how these writings fit into Rousseau's larger body of work. I do want to read more of Rousseau, he was probably a great thinker before he turned sour and inward.
However, in practice, it was like listening to that drunk guy at the bar telling you how everybody is against him, and how he really deserves better, and how he's really a great guy and that he's not really mad at these people (he calls them his 'persecuters')... no, in fact he's found peace. But he emphasizes those last points a little too pointedly, so that you start to think he doesn't really believe it. Like he's just saying it to convince himself that it's true. Because, really, he's not over the fact that certain people don't like him. And you end up not caring if he's really a good guy or not, you just want him to stop talking so you can enjoy your beer.
While there are some good ideas and thoughts in here, none of them really blew me away, they all seemed like stuff I would write down in my own diary, only to look back on them and feel a slight twinge of shame. And there's not the meandering quality I would associate normally with a walking narrative. These are ten well-formed essays, with forceful agendas. He didn't stop to tell you about his walk, or about something he observed at the corner of Rue Such-and-such and Avenue de So-and-So. No, none of that, it's all Rousseau all the time. He is so much in his own mind that I felt like I was reading a case-study in how not to drive yourself crazy. I see these tendencies in myself sometimes and I hope I don't ever become like him.
Reduced to my own self, it is true that I feed on my own substance.And while the writing is not bad, he repeats his points to the point of tedium, and takes so long in saying it, that I fell asleep reading a few of them.
PS - the Introduction, written by the translator Peter France, is pretty good though, and gives a good context of how these writings fit into Rousseau's larger body of work. I do want to read more of Rousseau, he was probably a great thinker before he turned sour and inward.
theyoungveronica's review
3.0
"For a long time I put up a resistance as violent as it was fruitless."
aleexee's review against another edition
2.75
Je n'ai pas aimé, mais c'est surtout parce qu'il me manque beaucoup de contexte quant à l'oeuvre de Rousseau. Je le trouve aussi plutôt prétentieux.
nottatiana's review
3.0
obligatory read but it as surprisingly pleasant. just wish I had read it in other circumstances. :D
flybyreader's review against another edition
5.0
İnsan, dünyada ancak her şeyden uzaklaşıp kendine yaklaştığı oranda mutlu olabilir.
Rousseau’yu duymayan yoktur ancak kaçımız yazdığı herhangi bir şeyi okumuştur bilmiyorum. Benim için de özel bir keşif oldu. Uzun zamandır okuduğum en iyi felsefi-düşünsel metin diyebilirim. Kitabı Storytel üzerinden sesli kitap olarak dinlemenizi özellikle tavsiye ederim, seslendirme muhteşem ancak kitabın fiziksel halini de mutlaka edinmek istiyorum çünkü altı çizilecek o kadar fazla şey var ki! Alfa Kitap çeviride de harika iş çıkarmış, en kısa zamanda yeniden ve sindirerek okumayı dört gözle bekliyorum.
Rousseau, çıktığı düşünce gezintilerinde insanlık, ahlak, özgürlük, yaşam ve ölüm konularına değiniyor ve kendi yaşantısı üzerinden çıkarımlarda bulunuyor. Yepyeni düşünce kapıları açabilecek, bütün nöronları tetikleyen etkileyici bir okuma.
Alıntılar:
“Yaşlı bir kişinin daha öğreneceği varsa, o da ölmeyi öğrenmektir; ama, aksi gibi, benim yaşımda en az yapılan da bu; ölümden başka her şey düşünülür. Yaşlıların hepsi yaşama çocuklardan daha çok bağlıdırlar; gençlerden daha güç ölürler. Çünkü ömürleri boyunca bu dünya için çalışmışlar ve sonunda, boşuna emek verdiklerini görür olmuşlardır. Göçerken bütün mallarından, çabalarının meyvalarından ayrılırlar. Yaşadıkları sürece, ölürken yanlarında götürecek hiçbir şey edinilmediğini düşünmemişlerdir.”
“Özgürlüğün, insanın canının istediğini yapması demek olduğuna asla inanmadım, özgürlük daha çok, yapmak istemediğini yapmamaktır ve devamlı peşinde olup, bazen de yakaladığım sayesinde çağdaşlarımı çileden çıkardığım özgürlük, işte budur…”
"Yaşamak için doğmuşum, yaşamadan ölüyorum."
Rousseau’yu duymayan yoktur ancak kaçımız yazdığı herhangi bir şeyi okumuştur bilmiyorum. Benim için de özel bir keşif oldu. Uzun zamandır okuduğum en iyi felsefi-düşünsel metin diyebilirim. Kitabı Storytel üzerinden sesli kitap olarak dinlemenizi özellikle tavsiye ederim, seslendirme muhteşem ancak kitabın fiziksel halini de mutlaka edinmek istiyorum çünkü altı çizilecek o kadar fazla şey var ki! Alfa Kitap çeviride de harika iş çıkarmış, en kısa zamanda yeniden ve sindirerek okumayı dört gözle bekliyorum.
Rousseau, çıktığı düşünce gezintilerinde insanlık, ahlak, özgürlük, yaşam ve ölüm konularına değiniyor ve kendi yaşantısı üzerinden çıkarımlarda bulunuyor. Yepyeni düşünce kapıları açabilecek, bütün nöronları tetikleyen etkileyici bir okuma.
Alıntılar:
“Yaşlı bir kişinin daha öğreneceği varsa, o da ölmeyi öğrenmektir; ama, aksi gibi, benim yaşımda en az yapılan da bu; ölümden başka her şey düşünülür. Yaşlıların hepsi yaşama çocuklardan daha çok bağlıdırlar; gençlerden daha güç ölürler. Çünkü ömürleri boyunca bu dünya için çalışmışlar ve sonunda, boşuna emek verdiklerini görür olmuşlardır. Göçerken bütün mallarından, çabalarının meyvalarından ayrılırlar. Yaşadıkları sürece, ölürken yanlarında götürecek hiçbir şey edinilmediğini düşünmemişlerdir.”
“Özgürlüğün, insanın canının istediğini yapması demek olduğuna asla inanmadım, özgürlük daha çok, yapmak istemediğini yapmamaktır ve devamlı peşinde olup, bazen de yakaladığım sayesinde çağdaşlarımı çileden çıkardığım özgürlük, işte budur…”
"Yaşamak için doğmuşum, yaşamadan ölüyorum."