ölümün kabullenilmemesi ve ölümü bir tür haksızlık olan kitapları pek sevmiyorum doğrusu buna medyayı da ekleyebilirim. sevdiği öldüğü için dünyayı ateşe veren, ölmemek için bencilce çaba gösteren kişilerin hikayesi beni neden bu kadar korkuyoruz sorusuna itiyor. bu kitabın hoşuma giden yanı yaşlı bir kadının huzurevinden kaçması ve basit hayatına dönme çabasıydı ama ölümden kaçma çabası ve bunu yaparken sürekli daha değil demesi beni peki ne zaman sorusuna yönlendirdi. belki yaşım ilerledikçe farklı düşünürüm ama hayatın her anından keyif alabilmemiz gerektiğine inanıyorum ölüm kapıda olsa bile. ve ölümün bize erken veya geç gelme gibi bir borcu olmadığını düşünüyorum. bir yerde bunu kabullenmek gerekiyor yoksa sürünürken ve acı içindeyken inatla yaşamaya devam ediyorsunuz. ölümden korkmak ölüme çare değil.