A review by ikovski
Born in Sin by Kinley MacGregor

3.0

Bu kitapla biraz mutsuzum.
Tam olarak istediğim şey değildi.
Kinky cluba gidip foreplayle dönmüş gibiyim.

Sin, benim tarçınlı çöreğim.
Hayat hikayesi kalbimi parçaladı. P A R A M P A R Ç A L A N D I M. Çocuk yaşta babası tarafından reddedilmek mi dersiniz, üvey anne zulmü mü, yoksa tüm yeteneklerine borçlu (!) olduğu serazenlere satılıp orada yaşadığı hayatta kalma mücadeleleri mi? Yoksa hâlâ papalar tarafından şeytan tohumu olarak görülmesi ve herkesin ondan tiksinmesine mi? Gururla taşıdığı adın savaşçılığından değil doğumuyla ilgili oluşundan mı? Çalmak, dilenmek, öldürmek gibi yapmak istemediği tonla şeyi yapmasına mı?

"Leaning down, he rubbed noses with her, then dipped his lips to kiss her."

Şimdi bu ikisi, İskoçlarla İngilizler arasında barış gelsin diye Kral Henry tarafından aranje edilerek evlilik fermanı veriliyor çünkü herif kralın kankası kızsa kuzeni. Bunlar bu karardan önce tabii tanışıyor ve şahane bir diyalog yaşıyorlar.
İskoçlarda da bir isyancı var. Kim olduğunu tahmin etmek güç değil.

Benim gıcık olduğum şey kızın fazla ailem de ailem oluşu. Başlatma ailenden diye tokatlayasım geldi. Tam diyorum aradığım heroine aşkının ve erkeğinin arkasında duran, bizim Sin kız üzülmesin diye kendini parçalarken bu sikko benim aslanımı suçluyor.

Ayıca MacGregor aka Kenyon "bu ne şehvet bu celal"lerin efendisi normalde bu biraz yavan kaldı. Üstelik herif bakir aq. Bi de tamam sevmeyi falan bilmiyor da rasyonel odun ile hassas öküz arasında fark var :(

Ewan oç'unun kitabını okuyacağımı sanmıyorum. Olan durumu ne kadar olumlayabilirldi yazar bilemediğimiz ne var masum gösterecek bilemiyorum ama fuck no benim için.

kuruduk kaldık yine
xoxoxo
iko