A review by ikovski
Kaspar by Peter Handke

5.0

Bu metnin yüceleştirilmesi gerekiyor.
Abartın bu metni.
Reklam panolarına asın.
“Konuşmaya başladığımdan beri düzenli bir biçimde ayağa kalkabilirim; fakat konuşmaya başladığımdan beri düşmek sadece acı veriyor: Fakat acı hakkında konuşabileceğimi bildiğimden beri düştüğüm zaman duyduğum acı hafifledi; fakat düşüşüm hakkında başka birinin konuşabileceğini öğrendiğimden beri düşmek daha kötüleşti; fakat acıyı unutabileceğimi öğrendiğimden beri artık düşmek acı vermiyor; fakat düşmekten utanabileceğimi öğrendiğimden beri acı artık hiç bitmiyor.”

Kitap, Kaspar'ın 16 evresi ile selamlıyor. Kaspar'ın cümleler, nesneler ve kim olduğu ile ilgili bir münasebet evreleri bunlar ve sonra saygın Handke şöyle diyor “Bu oyun Kasper Hauser'in GERÇEKTE ne olduğunu göstermiyor. Bu bir insanla neyin MÜMKÜN olduğunu gösteriyor. Bir insanın konuşmak aracılığıyla konuşturulabileceğini gösteriyor. Oyuna aynı zamanda dil işkencesi de denilebilir..." Sahneyi dekore edip bu paragrafı şununla bitiriyor “...sahnede bu aletlerin minyatür görüntüleri büyütülerek gösterilmeli.”(?)
Sonra sizi yormayıp ele veriyor, “Kaspar (Almanca'da palyaço demektir) başka bir komedyene benzememeli...”

Şimdi böyle bahsedince bahsedilemiyor. Efendiler, bu sahneye seslere polis telsizi, spiker konuşmaları katılıyor, şiddetli ışıklar göz alacak şekilde tutularak yakılıp söndürülüyor, seyircinin dikkatini dağıtabilmek için.
Bu işin prodüksiyon (!) kısmı.

Esas metin, bambambaşka.

Kaspar sahnede dolanamaz, nesneleri tanıyamaz, nihayet “Başka birinin bir zamanlar olduğu gibi biri olmak istiyorum.” ilk cümlesi olur. Kapsar sahnede dolanmaya ve nesneleri tanımaya başlar; sözcük kuramamaktadır.

Sayfa ikiye bölünmüş halde ve bablara (?) ayrılmış-numaralandırılmış olarak ilerliyor şayet yazar bize metni/sahneyi anlatmıyor ise. Solda sahneyi/oyunu izleyemezken sağda da metinde/oyunda ne anlatılamadığını okuyoruz. Solda Kaspar var, sağda suflörler yahut nadiren direktif veren yazar.

Ki bence acıklı bir manifesto gibi. Veya gizli bir nush gibi. Veyahut sivil bir propaganda gibi.
Aslında bir insanın genesis & lysis arasındaki zavallı savaşımı gibi.

Sadece sahnede dahil olan diğer BEŞ kaspar için bile buraları paralarım.
Suflörlerin sözlerinin, özdeyiş/tirat/buyruk— Buna, bunların alt alta yazıldığında günümüz ödüllü minimal şairlere taş çıkarttırır oluşunu boca edin.
kaspar c ü mle k ur m a yı öğrendiğinde cümle kurmaya başlar (bu metnin nasıl olduğuna dair ışık verebilir) şu notu almışım kimi diyaloglara, ek olarak ‘bunlar emir gibi, yasa gibi. neden bazıları -malı ama bazıları -emez. neden öneri ile çıkarım arası ki iki tahlil var? çıkarımlar aslında olan, olağan şeyler, -bilir olan şeyler.’
Üstelik metnin içindeki cümlelerin çoğu, eğer oyun anlatılmıyorsa, random-pick gibi cümleler bunlar.
Hayır Kaspar'ın cümleler, nesneler ve kim olduğu ile ilgili bir münasebet ise acının sık anıldığı bir alaka.

Daha bir şey diyecek mecalim yok, çünkü metin tüm bu dil işkencesine, mecaz meyline ve imgelemlerine rağmen bu kadar az kapalı olabilir.

Kaspar: “ilk cümlede tuzağa düşürüldüm.”
xoxoxo
iko


evet, Handke'nin esinlendiği insandan haberim var. ilgilenmiyorum.