A review by bfmermer
Oblomov by Galya Diment, Ivan Goncharov, Stephen Pearl

4.0

Üzerine bu kadar fazla şey söylenmiş, zaten birçok açıdan değerlendirilip tartışılmış eserler hakkında pek konuşasım gelmiyor açıkçası. Neredeyse 200 yaşında, tuğla kalınlığında bir roman eğer hala böyle okunuyor ve beğeniliyorsa benim ne diyeceğimin bir önemi de yok. Oblomov'un bir başyapıt olduğunu inkar etmek kimsenin haddine değil artık. O yüzden kısacık bir şeyler söyleyip bitireceğim bu eleştiriyi.

Öncelikle Gonçarov'un bir karakterin düşüncelerini, duygularını, yaşadığı ikilemleri okura aktarma kabiliyeti muhteşem. Yarattığı karakterlerin çok gerçekçi olduğunu söyleyemem; İlya İlyiç Oblomov doğunun uyuşukluğunu, Andrey İvaniç Ştolts ise batının çalışkanlığını temsil etmesi için biraz uç noktalara yerleştirilmişler. Ancak bu hafif karikatürize edilmişliğe rağmen iki karakterin de iç dünyası o kadar ayrıntılı ve güzel anlatılıyor ki insanın iki karakterin de gerçekliğini kabul etmekten, onlarla yüz yüze gelmekten başka bir şansı kalmıyor. Bir de Olga var tabi, romanın arzu öznesi olarak oluşturulan bu karaktere de diğer ikisi kadar özenle yer verilmiş olması beni çok sevindirdi. Zaten en sevdiğim karakter de Olga oldu.

Diğer birçok okurun aksine ben İlya İlyiç'i sevemedim. Kendisine biçilen rolü kabul etmek yerine bütünüyle yaşamaktan vazgeçen, daha doğrusu hayalinde yaşamayı tercih eden Oblomov'u benim yapamadığımı yapıp düzene kendince başkaldırdığı, bu imkana sahip olduğu için kıskandım belki de. Kitaba başlamadan önce o ünlü Oblomovluğun bir tembellik, üşengeçlik olduğunu sanıyordum, tam olarak öyle olmadığını görmek şaşırttı beni. Zaten Gonçarov'un da Oblomov'u sevilecek bir karakter olarak tasarladığını sanmıyorum.

Oblomov epey iyi bir roman, öyle ki insanın bitirdikten sonra tekrar okuyası geliyor. Karakterlerin aklından geçenleri okurken yer yer sıkıldığımı, bazen Oblomov'un uyuşukluğundan nefret etme noktasına geldiğimi itiraf etmem lazım. Ama neden klasikler arasında sayıldığını anlamak da güç değil.